26 Nisan 2012 Perşembe
Başlık Bulamadım
Ne zamandır blog yazamıyorum.Bankada işe başladım 3 hafta boyunca eğitimim var ve eve geldiğimde pestilim çıkmış oluyo :( Kitap okumayada pek fırsat bulamıyorum. Bir de üstüne griple savaşmaktayım :( Şu an ''Masumiyet Müzesini'' okumaktayım hala ve illet gibi kurtulamadım bi türlü.Bitirdiğim zaman son sürat yeni okuduğum kitaplarımı paylaşmaya devam edicem. Sırada okunmayı bekleyen çok kitabım var.
13 Nisan 2012 Cuma
Mimlenmece :)
Sevgili delikitap' a buradan teşekkür ediyor ve sorularıma geçiyorum.
Yemek olsaydım heralde en sevdiğim ve şu anda ilk aklıma gelen şöyle bol tereyağlı güzel bi Bursa İskender olurdum.
İki seçenek arasında kararsız kaldım.İkisini dinlemeye bayılıyorum.Heralde piyano ya da kanun olmak isterdim.
3-) Araba olsan hangisi olurdun?
Kesinlikle antika bi araba olmak isterdim.Eski olan şeylere karşı ayrı bi sempatim var nedense
Sonbaharı çok severim.O yüzden Eylül ayı olmak isterdim.Ağustosun kavurucu sıcaklıklarının dindiği, güneşin yavaş yavaş çekildiği, yaprakların solarak yere düştüğü, türk filmi vari bu ayı çok seviyorum gerçekten.
5-) Ayakkabı olsan nasıl olurdun?
Ayakkabı olsam kesinlikle topuklu bi ayakkabı olurdum ve resimdekiler gibi şeker bişey olurdum :)
Hımmmm bi düşünim.Evet evet kesinlikle salaş bi kıyafet olurdum.Hem rahat hemde ayrı bi havası oluyo salaş ve abartısız giyinmenin bence.O yüzden resimdeki gibi bi kıyafet olurdum.
7-) Renk olsan hangisi olurdun?
Bu aralar sevdiğim bi renk olan zümrüt yeşili olurdum.
8-) Hayvan olsan hangisi olurdun?
Timsah olmak isterdim kesinlikle.Nedendir bilinmez bana çok karizmatik yakışıklı geliyo bu hayvanlar :)
Hemde hayvanlar aleminde av olan değil, avlayan hayvanı olması da bi başka seçim nedenim.
9-) Şu anda okuduğn kitabın 137. sayfasında ne var?
1-) Yemek olsan ne yemeği olurdun?
Yemek olsaydım heralde en sevdiğim ve şu anda ilk aklıma gelen şöyle bol tereyağlı güzel bi Bursa İskender olurdum.
2-) Müzik aleti olsan ne olurdun?
İki seçenek arasında kararsız kaldım.İkisini dinlemeye bayılıyorum.Heralde piyano ya da kanun olmak isterdim.
3-) Araba olsan hangisi olurdun?
Kesinlikle antika bi araba olmak isterdim.Eski olan şeylere karşı ayrı bi sempatim var nedense
4-)Aylardan hangisi olurdun?
Sonbaharı çok severim.O yüzden Eylül ayı olmak isterdim.Ağustosun kavurucu sıcaklıklarının dindiği, güneşin yavaş yavaş çekildiği, yaprakların solarak yere düştüğü, türk filmi vari bu ayı çok seviyorum gerçekten.
5-) Ayakkabı olsan nasıl olurdun?
Ayakkabı olsam kesinlikle topuklu bi ayakkabı olurdum ve resimdekiler gibi şeker bişey olurdum :)
6-) Kıyafet olsan hangisi olurdun?
Hımmmm bi düşünim.Evet evet kesinlikle salaş bi kıyafet olurdum.Hem rahat hemde ayrı bi havası oluyo salaş ve abartısız giyinmenin bence.O yüzden resimdeki gibi bi kıyafet olurdum.
7-) Renk olsan hangisi olurdun?
Bu aralar sevdiğim bi renk olan zümrüt yeşili olurdum.
8-) Hayvan olsan hangisi olurdun?
Timsah olmak isterdim kesinlikle.Nedendir bilinmez bana çok karizmatik yakışıklı geliyo bu hayvanlar :)
Hemde hayvanlar aleminde av olan değil, avlayan hayvanı olması da bi başka seçim nedenim.
9-) Şu anda okuduğn kitabın 137. sayfasında ne var?
Offf ne siz sorun ne ben söyliyim.Şu anda Masumiyet Müzesi'ni okuyorum ve kitap sürekli kendini tekrarlıyo ve çok sıkıldım bişey olduğu yok.
''Siz Kemal'i yanlış anladınız...'' gibi birşeyler mırıldanıyordu Sibel.
''Daha demin, bazı kötü niyetli kişiler, ''İstanbul' daki bütün kaçak viskiler ve şampanyalar burada, '' diyorlardı...Ülkemiz döviz sıkıntısı içinde, fabrikalarımızı çalıştıracak, mazot alacak dövizimiz yok!
Şimdi gelelim kimleri mimleyeceğimize.Bende bu sorularla sevgili okuryazar nane sekeri 'ni ve kitapcumhuriyetim 'i MİMliyorum...
9 Nisan 2012 Pazartesi
8 Nisan 2012 Pazar
İç Sıkıntısı !
İnsanın insanla anlaşması neden bu
kadar zor acaba ? Neden cümleler ağızdan çıktığı gibi kolayca
anlaşılamıyo.Neden insanlar bu kadar bencil anlayışsız ? Neden bi insanla
anlaşmak bu kadar imkansız.Gerçekten çok yoruluyorum bazen.Offfff.....
Çok sıkıldım herkesten...Neden doğruyu insanların yüzüne söyleyince kötü
olan ben oluyorum.Neden insanlar hazmedemedikleri şeyleri duymaktan bu
kadar acizler.Herkes bahanelerin mazeretlerin arkasına sığınmış.Benim ne
dediğimi ne anlatmak istediğimi duymuyolar görmüyolar bile....
Ne kadar kolay kelimelerin ağızdan düşüncesizce dökülüvermesi ve ne kadar kolay kalp kırabilmek........
6 Nisan 2012 Cuma
MİMLENDİM :)
Eveeet...Bende Mimlenenler furyasına sevgili Orkidella sayesinde katılmış oldum.Öncelikle ona teşekkür ederek bana sormuş olduğu sorulara geçiyorum.
1- Hayatınızda "artık yok" dediğiniz şeyler var mı? Eskiden bu yana neler değişti sizce? Neleri özlüyorsunuz peki, neleri yad ediyorsunuz? Ya da aklınıza geldiğinde "iyi ki de değişti" dediğiniz şeyler oluyor mu?
Hayatımda heralde en büyük ve ''artık yok'' denebilecek tek şey heralde babamı kaybetmiş olmamız. Aslında eskiden bu yana hayatımda, yaşadıklarımda, duygularımda, düşüncelerimde çok şeyler değişti. Bunların değişmesindeki en büyük pay herhalde üniversite hayatım oldu.Başka bi şehirde tek yaşamaktanmı yoksa çocukluğun verdiği toyluktan arınmakmı bilinmez zaman bana olgunluk kattı.
2- Hayatınızda neyin değişmesini isterdiniz? Yeni bir eşya, yeni bir hayat ya da yeni bir icat mı istediğiniz? "Hayalimdir.." dediğiniz bir şey söyler misiniz?
Hayatımda değişmesini istediğim şey her ne kadar pişman olmasamda okumuş olduğum bölüm değilde, hayallerimdeki bölüm olan hukuk fakültesini bitirmekti. Ama olsun ben şu andaki bölümümüde çok seviyorum. Bi de kendi şahsına münhasır, müstakil sevimli bahçeli bi evimin olmasını çoooook istiyorum. Bir gün çoook zengin olduğumda yapıcağım ilk şey bunun gibi bi ev almak :)
Bende bu soruları sevgili Beyazkitaplık , kitapladans ve ilknur akpınar a yolluyorum.
1- Hayatınızda "artık yok" dediğiniz şeyler var mı? Eskiden bu yana neler değişti sizce? Neleri özlüyorsunuz peki, neleri yad ediyorsunuz? Ya da aklınıza geldiğinde "iyi ki de değişti" dediğiniz şeyler oluyor mu?
Hayatımda heralde en büyük ve ''artık yok'' denebilecek tek şey heralde babamı kaybetmiş olmamız. Aslında eskiden bu yana hayatımda, yaşadıklarımda, duygularımda, düşüncelerimde çok şeyler değişti. Bunların değişmesindeki en büyük pay herhalde üniversite hayatım oldu.Başka bi şehirde tek yaşamaktanmı yoksa çocukluğun verdiği toyluktan arınmakmı bilinmez zaman bana olgunluk kattı.
2- Hayatınızda neyin değişmesini isterdiniz? Yeni bir eşya, yeni bir hayat ya da yeni bir icat mı istediğiniz? "Hayalimdir.." dediğiniz bir şey söyler misiniz?
Hayatımda değişmesini istediğim şey her ne kadar pişman olmasamda okumuş olduğum bölüm değilde, hayallerimdeki bölüm olan hukuk fakültesini bitirmekti. Ama olsun ben şu andaki bölümümüde çok seviyorum. Bi de kendi şahsına münhasır, müstakil sevimli bahçeli bi evimin olmasını çoooook istiyorum. Bir gün çoook zengin olduğumda yapıcağım ilk şey bunun gibi bi ev almak :)
Bende bu soruları sevgili Beyazkitaplık , kitapladans ve ilknur akpınar a yolluyorum.
5 Nisan 2012 Perşembe
4 Nisan 2012 Çarşamba
Bursama Kavuşma Sevinci
Ahh ahhh...Ne kadar çok özlemişim güzel şehrim Bursa' yı.Dört sene okul nedeniyle kaldığım ve 1 senedir ayrı olduğum şehrime dün kısada olsa kavuştum.Ne zamandır mezuniyet belgemi almaya gidememiştim dün gittim artık.Terminale indiğimde neredeyse kaldırımları öpücek, gördüğüm her yapıya sarılacak kıvamdaydım :) Sanki sevgilime kavuşmuş gibiydim.Okulda işim erken bitti.Çimlere oturup öylece gelen geçen öğrencileri izledim bi süre kampüste.Öğrenci olmak gibisi yok
Ordan eski evime Görükleye geçtim.Sokaklarınının kokunusu aldım.Her yer değişivermiş eski oturduğum eve birileri taşınmış.Kıskandım :( Orası sadece bana ait olmalıydı.Yeni yeni yerler dükkanlar açılmış.Heryer cıvıl cıvıl...Sonra merkeze geçtim.Kendime güzel bi iskender ısmarladım.Oturdum biraz keyif yaptım üstünede çay içtim. Ayrılma vakti yaklaştıkça ayaklarım geri geri gidiyodu sanki.Hiç İstanbul'a dönesim yoktu :( Ama mecbur terminalin yolunu tuttum.
Hee unutmadan birde Bursanın kitapçısı BKM'ye uğramadan dönmek olmazdı.O yüzden dönerken beraberimde bunu da yanımda getirdim.
1 Nisan 2012 Pazar
Karanlık Öyküler-Stephen King
Stephen King hayranlarının ve korku gerilim meraklısı okurların kaçırmaması gereken, 14 kısa hikayeden oluşan bir kitap Karanlık Öyküler. İçinde bir iki tanesi pek hoşuma gitmesede kitabın geneli gerçekten güzeldi. Gerçi bu adam ne yazsa amenna diyeceyim ya neyse :) Bu adamın hayal gücüne gerçekten çok imreniyorum. O kadar tuğla gibi kitapları nasıl, ne arada yazıyo yazacak bu kadar konuyu nerden buluyo gerçekten çok merak ediyorum. Merak edenlere kitabın içindeki öykülerin başlıklarını yazıyorum.
1-Dört Numaralı Otopsi Odası
2-Siyah Giysili Adam
3-Tüm SevdiklerinizYok Olup Gidecek
4-Jack Hamilton'un Ölümü
5-Ölüm Odası
6-Eluria'nın Küçük Hemşireleri
7-Her Şey Olacağına Varır
8-L.T'nin Evcil Hayvan Teorisi
9-Kuzeye Doğru Giden Yol Virüsü
10-Gotham Cafe'de Öğle Yemeği
11-Sadece Fransızca Tarif Edebileceğiniz o His
12-1408 (Filmide çekildi)
13-Lunapark Treni
14-Şanslı Çeyreklik
Olasılıksız-Adam Fawer
''Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız.
Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir
tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi? Siz hiç
Loto’da büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de
sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar? Şans nedir gerçekten? İçinizde
bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu
his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı? Yolda gidiyorsunuz.
Kafanızı çevirip yandaki küçük parkta baktınız ve bir anda bu anı daha
önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja
Vu; Geçmiş mi, rüya mi yoksa geleceği mi görüyorsunuz? Eğer siz de
kontrolün kimde olduğunu merak ediyorsanız, ‘OlasılıkSız’ tam size göre
bir roman.. '' yazıyor kitabın arka kapağında. Aslında hangimiz zaman zaman karşılaşmadık bu tür olasılıklarla. Kitabı 3 sene önce yine öğrenci olduğum zamanlarda Bursa Kitap Fuarından almıştım.Çok fazla beklenti içinde aldım ve beni asla hayal kırıklığına uğratmadı. Adam Fawer, bu kitabı okuduktan sonra favori yazarlarımın listesine girmeyi başardı. Gerçekten değişik, orijinal bi konuya sahip, güzel bi kitap. Okumayanların mutlaka okumasını tavsiye ederim. Biraz karışık gibi görünsede inanın 470 sayfanın nasıl geçtiğini anlayamayacaksınız. Fawer'in diğer kitabı Empati' yi de okudum ama onun yorumunu da başka zaman yaparım artık...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)